top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıProf.Dr. Eralp Başer

Miyom Ameliyatı Sonrası Gebelik Süreci ve Doğum

Güncelleme tarihi: 8 Şub



Herkese merhabalar! Miyomlar oldukça sık karşılaşılan (40 yaş itibariyle neredeyse her 4 kadında bir), rahmin kas dokusundan kaynaklanan, iyi huylu düz kas tümörleridir. Miyomlar rahmin çok çeşitli bölgelerinden kaynaklanabilirler ve çok çeşitli şikayetlere neden olabilirler. Örneğin rahmin en iç kısmında, rahim iç boşluğuna yakın oluşurlarsa, ciddi miktarda ve düzensiz adet kanamaları yapabilirler. Rahim duvarının ortalarına yakın olurlarsa yine adet kanamasında artış ve büyük boyutlara ulaştıklarında ağrı yapabilirler. Rahmin en dış kısmında, karın boşluğuna doğru olduklarında da, karın içerisindeki diğer organlara (idrar kesesi, barsak gibi) baskı yaparak şikayetlere neden olabilirler. Miyomların önemli bir kısmı da, hiçbir şikayet yapmaz, ve genellikle bu durumda alınmaları da gerekmez.


Miyomların şikayetlere neden olduğu durumlarda onları almanın daha faydalı olduğunu biliyoruz. Miyomların alınmasında bugün geleneksek açık cerrahi veya laparoskopi (kapalı cerrahi) kullanabildiğimiz yöntemler arasındadır. Miyomların sayısı, yerleşim yeri, boyutu ve cerrahın bu operasyonlardaki tecrübesi miyomun alınış biçimini belirleyecektir.


Bize sıklıkla sorulan sorulardan birisi de, miyomların alınmasının doğurganlığa, gebelik sürecine ve doğum şekline bir etkisi olup olmayacağıdır.


Öncelikle miyom ameliyatının gebe kalma üzerine olan olası etkilerinden bahsedelim:

  • Gebelik oluşabilmesi için bir yumurta hücresinin yumurtalıktan salınması (yumurtlama), bu hücrenin tüpler tarafından yakalanması, bu kanalda spermle döllenmesi ve rahim içerisine yerleşmesi gereklidir. Miyom ameliyatı, bu sürece ancak iki şekilde etki edebilir. Birincisi, eğer alınan miyom rahim iç boşluğuna doğru ilerlemişse ve alınırken bu boşluğa girilerek alınması gerekmişse, rahim içerisinde yapışıklıklar oluşabilmekte, ve bu durumda embriyo rahime yerleşememektedir. Bunun yapışkıklıkların tanısı ancak miyom ameliyatından birkaç ay sonra çekilen rahim filmi (HSG tetkiki) ile konulabilmektedir.

  • Bir diğer olası risk de, tüplerin rahim boşluğuna bağlandıkları yere yakın bir miyom çıkarılırken, tüplerin devamlılığının bozulmasıdır. Bu nedenle, rahmin kornu dediğimiz köşelerindeki miyomların alınması sırasında azami dikkat göstermekteyiz. Tüplerdeki olası bir tıkanıklık da yine HSG tetkiki (rahim filmi) ile tanı almaktadır.


Geçirilmiş miyom ameliyatı olan hastalarımızda, doğum sürecinde dikkat edeceğimiz çeşitli faktörler bulunmaktadır:


  • Yapılan miyom ameliyatı ne kadar iyi şekilde yapılırsa yapılsın, rahim dokusu kesilerek onarım yapıldığında iyileşmiş doku (skar dokusu), rahmin kendi dokusu kadar güçlü olmamaktadır. Bundan dolayı, rahim dokusuna yapılan kesinin derinliği ve sayısı arttıkça, doğum kasılmaları sırasında rahmin yırtılma riski artmaktadır. Yani, alınan miyomun veya miyomların rahmin ne kadar derininden alındığı önemlidir.

  • Rahmin en dış kısmındaki saplı miyom dediğimiz türde bir miyom alındığında genellikle rahim dokusuna hiçbir zarar verilmediğinden, normal doğumda bir sakınca olmamaktadır.

  • Bunun aksine, rahmin iç kısmına yakın yerleşmiş, ve alınmaları esnasında rahim duvarının tamamına yakının kesilmek ve onarılmak durumunda kalınan miyomlarda, skar dokusu oldukça geniş olacağından bu dokunun doğum sırasında yırtılma riski daha fazla olmaktadır. Bu türde bir ameliyat olan hastalarımızda normal doğumdan ziyade sezaryen doğum tercih edilmektedir.


  • Karından değil, rahim ağzından histeroskopi yöntemiyle yapılan miyom ameliyatlarında, eğer rahim dokusunun derinlerine doğru belirgin şekilde ilerlenmediyse, normal doğumda sakınca olmayacaktır.


  • Yapılan miyom ameliyatının tam olarak hangi katmanlara kadar ilerlenerek yapıldığını, ve normal doğum açısından bir risk teşkil edip etmediğini, en güvenilir şekilde, ameliyatı yapan hekim size iletecektir.



Sağlıklı günler dilerim.

Sevgilerimle.

Prof. Dr. Eralp BAŞER


89 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page