top of page
Ara

Vajinal flora bozuklukları Human Papillomavirüs (HPV) enfeksiyonuna ve kansere neden olur mu?

  • Yazarın fotoğrafı: Prof.Dr. Eralp Başer
    Prof.Dr. Eralp Başer
  • 20 Ara 2021
  • 2 dakikada okunur

Vajinal flora veya mikrobiyota, tanım olarak vajinal kanal içerisinde mevcut olan mikrobiyal ortamı tanımlar. Tıpkı ağız içi ve barsaklar gibi, vajinanın da sağlıklı ortamının devamı için normal bir mikrobiyal ortam şarttır. Vajina içinde, beraber dengeli bir şekilde yaşayabilen 200’den fazla bakteriyel tür olduğu bildirilmiştir. Bu mikrobiyal ortam genlerden, etnik kökenden,ayrıca çevresel ve davranışsal faktörlerden etkilenmektedir.


Vajina içerisindeki bakterilerin önemli bir kısmını Laktobasiller oluşturmaktadır. Döderlein basilleri olarak da anılan bu faydalı bakteriler, vajinal epitel hücreleri içerisindeki glikojen maddesini kullanarak laktik asit oluşturmakta, bu asit ortamı da çeşitli enfeksiyonların oluşumuna engel olmaktadır. Bunlara ek olarak vücudun kendi savunma sisteminin hücreleri ve bunların salgıladığı maddeler, çok çeşitli bakteri, mantar ve parazitlerin vajinal bölgede enfeksiyon oluşturmasını önlemektedir.


Bir kız bebek doğarken vajinal kanaldan geçişi sırasında ve sonrasında emzirme döneminde normal floraya ait laktobasilleri almaktadır. Doğum sonrası annenin cilt ve ağız florasında bulunan faydalı bakterilerin de bebeğe geçtiği bilinmektedir. İlk adet dönemini görene kadar, vajinal florada daha çok normal cilt ve barsak bakterileri yoğundur. Adet dönemi ve vücuttaki östrojen salgısının artmasıyla, laktobasiller vajinadaki hakimiyeti ele geçirir ve vajinal ortam normal asit pH’sına kavuşur. Her ne kadar vajinal asidite çeşitli enfeksiyonlara karşı koruyucu olsa da, Laktobasillerin vajinada aşırı miktarda bulunması “laktobasillozis” de mantar enfeksiyonuna benzer şekilde irritasyon ve kaşıntıya neden olabilmektedir. Bu nedenle vajinal enfeksiyonları değerlendirirken buna da dikkat etmemiz gerekmektedir.


Kadınların kendilerine özgü genetik ve çevresel yapıları da vajinal florayı ve bağışıklığı etkilemekte, ayrıca çeşitli enfeksiyonlara karşı yatkınlık oluşturabilmektedir. Örneğin kokulu vajinal enfeksiyon olan “Bakteriyel vajinozis” durumunda genetik yatkınlığın önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir.Vajinal hücrelerden salgılanan “defensin” gibi maddelerin bakteriyel vajinozis enfeksiyonunu önlediği bilinmektedir. Buna benzer olarak vajinada “mannoz bağlayıcı lectin - MBL” isimli maddenin daha az salgılandığı kişilerde tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonlarının daha sık olduğu bildirilmiştir.



Vajinal Flora Bozuklukları ve HPV Enfeksiyonu


Vajinal flora bozuklukları, pek çok hastalık ve tıbbi durumla ilişkilendirilmiştir. Son yıllarda giderek artan sayıdaki çalışma, bozuk vajinal flora durumunun HPV virüsünün rahim ağzında daha uzun süre kalmasına neden olabileceğini göstermiştir. Yüksek riskli HPV türlerinin rahim ağzında daha uzun süre kalması kanser gelişim riskini artırmaktadır.


Vajinal mikrobiyal florayı oluşturan bakterilerin çok hassas bir genetik inceleme olan NGS (Next Generation Sequencing) yöntemiyle detaylı sınıflandırması sayesinde, HPV’nin sık tekrarladığı veya bağışıklık sistemi tarafından kolay temizlenemediği kişilerde vajinal mikrobiyal ortam incelenmiştir. Bu kişilerde mikrobiyal ortamın çok fazla çeşitlilik gösterdiği ve floranın çok önemli bir kısmını oluşturan Laktobasillerin sayısında belirgin azlık olduğu gösterilmiştir. Vajina içerisindeki mikroorganizma çeşitliliğinin artmasının, kompleks moleküler yollarla yüksek riskli HPV virüslerinin kanser yapıcı etkilerini artırabileceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda bozulmuş vajinal flora ile HPV enfeksiyonu arasındaki ilişki gösterilmiş olsa da, bunun bire neden-sonuç ilişkisinin anlaşılabilmesi için daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır. Eğer ileride yapılacak çalışmalarla bozulmuş vajinal flora ile yüksek riskli HPV enfeksiyonu arasında direkt bir neden-sonuç ilişkisi kurulabilirse, HPV’ye bağlı servikal preinvaziv hastalıkların önlenmesi ve tedavisi sürecinde vajinal floranın düzenlenmesine yönelik stratejiler çok daha fazla önem kazanacaktır.


Özetle, günümüze kadar yapılan çalışmalara göre, vajinal mikrobiyal ortamın pek çok jinekolojik hastalıkta olduğu gibi HPV enfeksiyonunda da önem taşıdığı izlenmektedir. HPV enfeksiyonun gelişmesinin ve tekrarının önlenmesinde vajinal floranın düzenlenmesine yönelik tedavi yaklaşımlarının önem kazanacağını düşünmekteyiz.


Vajinal flora bozuklukları ve HPV enfeksiyonu konusundaki sorularınız için lütfen Başer Clinic iletişim kanallarından bana ulaşınız. Sağlıklı günler dilerim, sevgilerimle.




Kaynak: The vaginal microbiota, human papillomavirus infection and cervical intraepithelial neoplasia: what do we know and where are we going next? Microbiome. 2016; 4: 58.

 
 
 

Comments


  • Google Places
  • YouTube
  • Instagram

©2025, Başer Clinic. Tüm hakları saklıdır. Burada verilen tıbbi bilgiler uzman hekim görüşüdür ve hekim muayenesinin yerini tutmaz. Gerekli tanı ve tedavi için ilgili hekiminize başvurunuz.

bottom of page